6 Eylül 2007 Perşembe

Turkce Karakter

Bu mesajin oncekilerden farki, icinde hic Turkce karakter olmamasi. Cunku Dubai'ye geldim ve bana bilgisayarim gelene kadar gecici olarak verilen bilgisayarin klavyesi Ingilizce. Alismak cok kolay degil. Elim hala bizim kuyruklu ve noktali harflerin olmasi gerektigi yerlere gidiyor... Cok seye alismak kolay degil. Bunu dun gun boyu, hava alaninda pasaport kontrolune girerken ve Dubai'deki ilk gecemde uyumaya calisirken cok derin ve acitici sekilde hissettim.

Evden ayrilmadan once, annem son bir kez kahve icip konusmak istedi. Kahveleri getirip masanin ustune birakti ve oturdu. Sirti bana donuktu. Hickira hickira agladigini sarsilan omuzlarindan fark ettim. Sarildik. Kendimi tuttum, annemi teselli etmeye calistim. Beni arabaya kadar ugurladi. Havaalanina gelmesini istemedim.

Taha'yla birlikte Guliz'i almaya giderken yol boyu konustuk. Sanki bir is gezisine gidiyormusum da iki-uc gun sonra donecekmisim gibi. Kopruden gecerken son bir kez Bogaz'a baktim.

Guliz geldi ve arka koltuga oturup ellerini boynuma sardi. Ellerini tuttum. Yol boyunca da boyle gittik. Havaalanina yaklasirken hersey nedense cok uzucu gelmeye basladi. Acaba yanlis birsey mi yapiyordum? Bir iki defa donelim suradan dedim, ikisi de saka sandi.

Havaalaninda Gloria Jeans'de oturup sanki hicbir sey olmuyormus gibi bir saatten fazla muhabbet ettik. Ayni eski konusmalar, eski espriler, eski gulusler... Ama sanirim ucumuz de en az benim kadar uzgunduk. Saat 6:30 oldu hesabi istedik. Guliz'in gozlerine bakmamaya calistim, yoksa aglayacaktim.

Pasaport kontrolunde once Taha'yla vedalastik, bogazimda bir seyler dugumlendi. Sonra Guliz'e dondum ve daha birbirimize dokunur dokunmaz ikimiz de aglamaya basladik. Bu satirlari yazarken bile gozlerim doluyor. Sanirim soyle bir sey: Bunca zamandir hep kavusacagimiz gunlerin hayaliyle ayrilik gunune kadar gelmisiz ve birbirimizi o kadar uzun bir sure gormeyecegimizi o an fark etmisiz gibi. Sanirim bir on dakika kadar agladik... Gitmese miydim acaba? Onu o kadar cok seviyorum ki...

Ucakta iki tane film seyretmeyi denedim, ikisinin de ortasinda uyuyakalmisim. Emirates'in ucagi, personeli ve ucaktaki lcd ekranlarla sunulan ICE hizmeti cok basarili.

Ucaktan inis tam bir sok etkisi idi. Saat gecenin 1'i olmasina ragmen ucagin kapilari acildiginda oyle bir sicak dalga yuzunuze vuruyor ki... Dubai'ye daha once gelenler bunu genelde sac kurutma makinesi ile tasvir ediyorlar. Bana henuz alti kapatilmis bir tencerenin kapagini acip yemege dogru egilmek veya soguk dustan cikip saunaya girmek gibi geldi. Baska benzetmeler de bulabilecegimden eminim. Sadece biraz zamana ihtiyacim var.

Dubai'deki ilk gunum bitti. Henuz izlenim yazmak icin erken fakat ben yine de en kisa surede bir seyler yazacagim...

Hiç yorum yok: