12 Mart 2008 Çarşamba

6 Ay

Neredeyse 5 aydır hiçbir şey yazmamışım. Son yazdığım yazının başlığı da "1 Ay"mış. Zaman ne çabuk geçiyor...
Halbuki hemen her gün yeni bir şeyler yazarım diye düşünmüştüm en başta. Bundan sonra daha sık yazacağım.
Dubai'de 6. ayımı da bitirdim nihayet. Dopdolu, koskoca fakat bir anda geçiveren 6 koca ay. Çok şey öğrendim, çok şeye de alıştım. Artık eve dönerken eskisi gibi yolumu kaybetmiyorum; her geçen gün yeni bir gökdelen inşaatının başladığını, bir diğerinin de bittiğini gördüğümde şaşırmıyorum; İngilizce'nin konuşulduğu bütün şiveleri mucizevi bir şekilde anlamaya başladım; akşam temizlettiğim arabamı sabah kumla kaplı görmek de eskisi kadar rahatsız etmiyor. Hiç bilmediğim, hiç görmediğim, hiç bir fikrimin olmadığı bir şehri evim yaptım. Beceremediğim şey, kendimi evimde hissetmek.
Bunun pek çok sebebi var. İlki Güliz'le aramızdaki mesafe. Tek iletişimimiz akşamları İnternetten yaptığımız, ekrana dokunarak birbirimizin yüzünü, saçlarını okşadığımız görüşmelerimiz. Burada olsa, elini tutsam, saçlarını koklasam, gözlerini, yanaklarını öpsem, kolkola girip boş boş yürüsek çok daha farklı olacak. Neyse ki çok az kaldı, Güliz çok yakında geliyor!
Bir diğer sebep boş zamanlarımda bile çalışmak ve çalışmak zorunda kalmak. Öyle haftalar geçirdim ki, bütün hafta boyunca gündüzleri şirkette akşamları evde çalıştım, Perşembe akşamı işten gelip eve girip hafta sonunda da gece yarısına kadar çalışıp Pazar sabahı evden çıkıp tekrar işe gittim. Bu durum artık biraz daha dengelenmiş olsa da, şunu çok rahat söyleyebilirim ki, İstanbul'da çalıştığım en yoğun dönemlerde bile, buradaki en rahat dönemlerinden çok daha az çalışmıştım. Bu durumdan çok çok şikayetçi olduğumu söyleyemem. Güliz'den, ailemden ve İstanbul'dan ayri kalmak.